Genel
Elbistan, Kahramanmaraş iline bağlı en büyük ilçedir. Akdeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinin kesiştiği noktada yer alır. Şehir merkezinin nüfusu 90.000 kadardır.Tüm ilçe nüfusu köyleriyle birlikte 135.386´dır. (TÜİK 2009 yılı nüfus sayımına göre.) İlçe sınırları Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat Bölümü'nde olup 2547 km² yüz ölçümüne sahiptir. Yaklaşık 37 doğu meridyeni – 38 kuzey paraleli arasında bulunan Elbistan'ın kuzeyinde Darende ve Gürün ilçeleri, güneyinde Nurhak ve Ekinözü, doğusunda Malatya ili, Doğanşehir ve Akçadağ ilçeleri, batısında ise Afşin ve Göksun ilçeleri bulunur.
Şehrin sosyo-ekonomik yapısına bakıldığında insanların çoğunlukla işçilik ve çiftçilik meslekleriyle geçim sağlamakta oldukları görülür. Özellikle kırsal kesimlerde tarım büyük önem arz etmektedir. En büyük kasabası olan Karaelbistan´ın tarım konusunda ilçeye büyük katkısı bulunmaktadır.
Şehrin çok yakınından doğan ve ortasından geçen Ceyhan Nehri ile ünlüdür ve çerezlik ayçiçeği üretimi bakımından da Türkiye´de hatırı sayılır bir yere sahiptir ve Elbistan ayçekirdeği olarak ün almaya başlamıştır. Türkiye´nin en büyük şeker fabrikalarından biri olan Elbistan Şeker Fabrikası ile ülke şeker üretimine önemli bir katkı sağlamaktadır.Ayrıca Türkiye´nin en büyük termik santral kompleksine Afşin ilçesiyle ortak bir şekilde sahiptir. Bu santraller Afşin ilçe sınırları içindedir. Fakat santralde işletilen kömürlerin bulunduğu havzaların bir kısmı Elbistan ilçe sınırlarındadır. Şu an da iki adet ünite ile (A ve B) faaliyetine devam eden santrale, 2013 yılına kadar iki adet yeni ünite eklenmesi planlanmaktadır. Ancak ilçede henüz il merkezlerini birbirine bağlayan ölçekte bir anayol bağlantısı bulunmamaktadır ve yapılmakta olan Gölbaşı-Nurhak yolu (Kumlu Yolu) ile bu durum değişecek ve Elbistan güneydoğu illerinin batıya açılan kapısı olacaktır. Ayrıca Elbistan, Afşin, Sarız yolunun faaliyete geçmesi Elbistanın gelişmesine büyük katkı sağlayacaktır.
Elbistan 90.000 civarındaki nüfusuyla ve içinde barındırdğı ticaret hacmi ve oluşan sermaye açısından Türkiye´nin çoğu ilinden daha büyük olan ancak il olamamış bir ilçedir. Türkiye´nin en büyük 22. ilçe merkezidir. (TÜİK) 2008 ADNS verilerine göre nüfusu 50 000 üzerinde olan 60 ilçe merkezi gösterilmiştir. (Büyükşehir Merkez ilçeleri hariç tutulduğunda)
Ayrıca Afşin-Elbistan Havzası Türkiye´nin en büyük linyit rezervlerine sahiptir. Toplam 5 milyar ton civarında bir rezerv olduğu tahmin edilmektedir. Bu nedenle iki termik santral bulunmaktadır. Ek termik santral projeleri devam etmekte olup planlanan diğer santraller de yapıldığında Afşin-Elbistan kompleksi toplam olarak yılda 40 milyar kWh elektrik üreterek Türkiye ihtiyacının beşte birini tek başına karşılıyor durumda olacaktır. Elbistan tarihi çok eski dönemlere kadar uzanan bir şehir olup Osmanlı Devleti´ne son katılan beylik olan Dulkadiroğlu Beyliği´ne başkentlik yapmıştır. Beyliğin başkenti ancak 1507´de Elbistan´ın savaşta tamamen yakılmasından sonra Maraş´a taşınmıştır.
İlçenin eski kasabası olan ve şimdi komşu ilçesi olan Ekinözü´nde bulunan doğal sularla böbrek hastalarına şifa dağıtmaktadır.
Yatırım potansiyeli olarak daha çok gıda üzerine yoğunlaşılmıştır. Besicilik gelişmiştir ve Türkiye çapında ünlü çoğu markaya et satışı yapılmaktadır.
Ayrıca Türkiye´nin 4.büyük ovası Elbistan´da bulunmaktadır.Bu nedenle olsa gerek tarım ve hayvancılık Elbistan´da çok ilerlemiştir. Türkiye´nin en kaliteli etinin Elbistan´dan çıkması da besiciliğin ne kadar ilerlediğinin bir göstergesidir.
Etimoloji
Roma ve Bizans döneminde Plasta diye adlandırılan şehir Ermenice kaynaklarda Ablasta, Ablastayn; Arapça kaynaklarda Ablestin, Ablüsteyn; Farsça kaynaklarda Ablistin olarak geçer. Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra bugünkü söylenişine uygun şekil almıştır. Halk arasında Albıstan şeklinde de telaffuz edilir.
Tarihçe
Elbistan´ın tarihi çok eskiye dayanır. İlçe höyükler açısından çok zengindir. Kara Höyük köyünde yapılan kazı çalışmalarında Geç Hitit dönemine ait bazı eserler çıkarılmıştır. Ayrıca Elbistan ilçesindeki Yukarı Ceyhan bölgesinde yapılan kazılarda şu ana kadar 21 tane höyüğe rastlanmıştır. Bugün Kahramanmaraş Müzesi nde bulunan Maraş Aslanı Afşin (Arıtaş) ´de bulunmuştur. Elbistan´da henüz bir müze olmadığı için bu eserler; İstanbul, Ankara, Adana ve Kahramanmaraş´ta sergilenmektedir. Elbistan ve köylerinde Oğuzların Avşar, Bayat, Beydili boyları çoğunlukta olmakla birlikte hemen hemen 24 Oğuz boyunun tamamı mevcuttur.
Bizans ile Abbasiler arasında 9., 10., ve 11. yüzyıllarda çeşitli savaşlar meydana geldi. Elbistan, 1084´de Selçuklular tarafından fethedildiyse de, Haçlı Seferleri sırasında sık sık yağmalandı ve el değiştirdi. Elbistan, 1144 yılında Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I. Mesud zamanında tekrar alındı. Ancak bu dönemde de sık sık Danişmentliler ile mücadele edildi. Ardından, 1190 yılında II. Kılıçarslan ülkeyi 11 oğlu arasında paylaştırdı. Elbistan Tuğrul Şah´a verildi. Bölge Kösedağ Muharebesi´nden sonra Moğol hakimiyetine girdi. Hakimiyet 1273-1277 yılları arasındaydı. Moğol hakimiyetinden sonra, 15 Nisan 1277 tarihinde Memlûk Sultanı Baybars´ın Moğol ordusunu yenmesi ile 112 sene Memlûk Devleti bütün bölgede etkili oldu. Dulkadiroğulları Beyliği, bölgede 176 sene Memlük Devleti´ne bağlı olarak hakimiyet kurdu. Bölge, Osmanlılarca ilk defa I. Bayezit döneminde kuşatıldıysa da (1399), bu girişim başarısızlıkla sonuçlandı.[5]1400 yılında da Timur, Elbistan ve yöresini yağmaladı. Bu yağmadan sonra Elbistan 16. yüzyılın başlarına kadar yağmalandı. Bölge, Osmanlılarca 1515 yılına kadar çeşitli şekillerde kuşatıldıysa da bu girişimler başarılı olamadı.
I. Selim döneminde Turnadağ Muharebesi (1515) ile Osmanlı İmparatorluğuna katıldı. 1522 yılında Maraş bölgesi, özel yönetiminden ayrılır. Sancak haline gelir, ve Elbistan da Maraş´ın kazası haline gelir. Evliya Çelebi´nin Seyahatnâme´sinde bölge hakkında bilgiler verir: "Bu dağlar ve beldelerde hep Türkmenler otururlar. Lisanları (kendileri gibi) Buhara illerinden gelmedir. Bütün Türkler on iki çeşit lisan üzere konuşurlar." diyerek bölge kültürü hakkında bilgi verilmiştir. 1864 tarihinde, (Abdülaziz döneminde) Halep Vilayeti kurulunca, Maraş kazaya dönüşürken, Elbistan ve köy çevresi eski önemini kaybetmiştir. 1871 yılında da Elbistan´da ilk kez belediye teşkilatı kurulmuştu. I. Dünya Savaşı´nda Osmanlı´nın Halep´i kaybetmesiyle, Halep Vilayeti´ne bağlılık sona ermişti. Abbasi, Selçuklu, Haçlı , Danişmend, Moğol, Memlük ve son olarak Dulkadiroğulları Beyliği, bölgede 176 sene Memlük Devleti´ne bağlı olarak hakimiyet kurdu. Osmanlı kuşatmaları ise başarısızlıkla sonuçlandı.
Cumhuriyet dönemi
Türkiye Cumhuriyeti´nin ilanından sonra, Maraş günümüzdeki şeklini aldı ve Elbistan tamamen Maraş´a bağlandı. Yerleşik hayata geçtikten sonra yaylaya çıkma 1980´lerden sonra terkedilmiştir.
Ekonomik yapı
Cumhuriyet´in ilk yıllarından itibaren sürekli sosyolojik gelişmeler gösteren Elbistan´ın en önemli geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Tarımsal olarak üretilen en önemli ürünler tahıllar ve şeker pancarıdır. Ayrıca Afşin sınırları içerisinde bulunan Türkiye´nin en büyük ve dünyanın ise en büyük ikinci termik santrali ve linyit rezervleri nedeni ile bölgede şu anda aktif olarak çalışan 2 adet termik santral bulunmakta ve 3. santral de yapım aşamasına gelmiştir. Ayrıca şeker fabrikası,pvc kapı ve pencere fabrikası, tuğla fabrikası gibi birçok sanayi kuruluşu bulunmaktadır. Bunlara ek olarak, kömür dışında sınırları içerisindeki köylerde mermer, krom gibi madenleri bulunmaktadır. Sanayi faaliyetleri hızlı bir şekilde gelişmekte olup bölgenin adeta bir ticaret merkezi konumundadır. Ayrıca devlet tarafından bir OSB (Organize Sanayi Bölgesi) kurulması kararlaştırılmış olup bu OSB´nin sanayileşmeyi çok hızlandırması beklenmektedir.
Ayrıca Elbistan´dan yurtdışına giden gurbetçiler ve sezonluk işçilerin yaz aylarında memleketlerine gelmesi şehrin gelişmesine katkıda bulunmaktadır.